15 Ocak 2008 Salı

İnci Küpeli Kız

Duyguları resimleştirmek...


Nefis görüntülerden haz almaksa mesele, usta görüntü yönetmeni Eduardo Serra’nın çarpıcı bir titizlikle kurduğu Vermeer tablosu tadındaki çerçeveleri bin kere tercih ederim, çünkü onun hizmet ettiği film bütün olarak çok güzel!
Değeri ölümünden çok sonra anlaşıldığı için hayatına dair fazla bilgi de bulunmayan Hollandalı ressam Johannes Vermeer’in “İnci Küpeli Kız” portresinin çevresinde “muhtemel bir hikaye” anlatan bir romandan uyarlanan bu filmden yola çıkarak çok şey konuşulabilir, 1665 yılında Hollanda’nın Delft kasabasında yaşandığı farz edilen bu olayda, resim sanatının sosyo-kültürel olarak geçmişten bugüne değişimi, sanat ile zenaat ilişkisi, “sanatçı duruşu” meselesi, yaratıcılığın tetikleyicileri, sınıf çatışmalarının çeşitli biçimleri, elbette bizatihi Vermeer resimleri, hatta belki başka konular için de ipuçları bulunabilir, ama hepsi bir yana, kelimenin en saf anlamıyla çok “güzel” bir film bu...
Kişiler arasındaki ilişkilerin derinliğini fazla söze ihtiyaç kalmadan hissettirebilen oyunculuk ve sahneleme üslubu (diğer güçlü oyuncular bir yana, özellikle Vermeer’in “muhtemel modeli” olan 17 yaşındaki hizmetçi Griet rolüyle Altın Küre ve BAFTA’da adaylık kazanan 20 yaşındaki Scarlet Johansson’un hakiki bir ilham kaynağı gibi perdeden taşan duruluğu ve daha önce dört televizyon filmi çekmiş olan genç yönetmen Peter Webber’in ilk sinema çalışmasında böyle sağlam bir dünya kurabilmesi), bir hayat biçimini göze batırılmayan çeşitli ayrıntılarla gösteren çevre düzenlemesi ve kostüm-aksesuar tasarımları, hikayenin merkezinde yer alan ressamın tablolarındaki ışık-gölge dengesini ve renk zenginliğini hayranlık uyandıran bir incelikle nerdeyse filmin her karesine yayan görüntü yönetimi (Oscar ve BAFTA’da adaylık kazanan sanat, kostüm ve görüntü çalışmalarının birbirlerinin değerini arttıran uyumu)...
Büyüleyici bir seyir süreci yaşatıyor seyirciye, sessiz, sakin, gözlerden kalbe, renklerden gözlere işleyen duygular yansıtarak...
Geçim derdiyle üretme çabası içinde eşsiz yapıtlar çıkaran bir ressamın karmaşık dünyasına sürüklenen bir genç kızın suretinde merakı, korkuyu, hassasiyeti, arzuyu ve hüsranı resimleştirerek...

Hiç yorum yok: