Sürat felakettir!
Efsanevi bir araba hırsızı olan Randall Raines, altı yıl önce Los Angeles’ta mesleğinin doruğundayken, sevdiği herkesi ve bağlı olduğu herşeyi terk ederek, yeni bir hayata başlamak üzere başka bir şehre gitmiştir. Arabaları tutku derecesinde sevdiği için her markanın her modelinin en ince ayrıntılarına vakıf olan ve herhangi bir kilit ya da alarm sistemini en fazla 60 saniye içinde bertaraf etmeyi beceren Randall, artık bir sürücülük okulunda çocuklara ders vererek geçinmektedir.
Ama eski iş ortaklarından Atley’nin getirdiği kötü haber, onu Los Angeles’a ve eski işine geri dönmek zorunda bırakır: Randall’ın kardeşi Kip, ağabeyinin yokluğunda onun izinden giderek araba hırsızlığına başlamış, ama belalı bir çetenin lideri olan Raymond Calitri için çalışırken kaza yapınca çalıntı arabaların saklandığı depoyu polislerin basmasına neden olmuştur. Bunun üzerine Kip’i rehin alan Calitri, onun hatası yüzünden suya düşecek olan iş anlaşmasını yerine getirmek için, Randall’ın üç gün içinde 50 araba çalmasını istemektedir. Ya arabalar toplanacak, ya da Kip ölecektir!
Kaptırılan arabalar için Calitri’ye vermeyi teklif ettiği para da yetersiz kalınca kardeşinin hayatını kurtarmak için başka çaresi kalmayan Randall, bu işi yapmak için, bazıları tecrübeli bazıları acemi olan tanıdık araba hırsızlarını biraraya getirirken, artık bir tamirhane işleten akıl hocası Otto ve bir zamanlar sevgiliyken aniden terk ettiği araba uzmanı Sara gibi, eski çalışma arkadaşlarının da yardımını ister. Plan ve hazırlık için iki gün geçirdikten sonra, 50 arabayı bir gece içinde çalması gereken Randall, kendisinin aniden şehre dönmesinden şüphelenen dedektif Castlebeck’in teyakkuza geçirdiği polisleri atlatmakla uğraşırken, hayatı boyunca çalamadığı tek araba olan 1967 model Shelby Mustang GT 500’ü de bu kez elde etmeye kararlıdır!
1974 yapımı hareketli polisiye-macera filmi 60 Saniye’nin yeniden-çevrimini, o filmin yönetmeni Toby Halicki’yle 1979 yılında kameraman olarak çalışmış olan ve Kalifornia filmiyle tanınan yönetmen Dominic Sena gerçekleştirmiş.
Top Gun’dan Sosyete Polisi’ne, Kaya’dan Con Air’e, Devlet Düşmanı’ndan Armageddon’a kadar birçok gişe galibi filme imza atan tecrübeli yapımcı Jerry Burckheimer’ın desteğiyle, görüntü yönetmeni Paul Cameron ve yapım tasarımcısı Jeff Mann’ın katkısıyla, Los Agneles caddelerinde ve rıhtımlarında, büyük bölümü son yarım saate yayılan (hatta Long Beach ile San Pedro arasındaki Vincent Thomas köprüsü üzerinde bir “uzun atlama” da içeren) çarpıcı araba takipleri çeken Sena, (ne yazık ki orijinal filmin hikayesini birkaç güncel dokunuş dışında pek geliştirememiş olan Scott Rosenberg’in senaryosunda çok yüzeysel yansıtılmış olan) kişiler arasındaki ilişkileri en azından macera akışını desteklemeye yetecek kadar işlemeyi ihmal etmeden, sağlam bir teknik beceri ve titizlikle, baştan sona sürükleyici bir film yapmayı, özellikle de afişten fragmana kadar vaat edilen sürat ve heyecanı son bölümlerde iyice yükselterek beyazperdeye hakkıyla yansıtmayı başarmış.
Haziran ayında Martin Scorsese’nin Yaşamın Kıyısından filminde ambulans şoförü olarak karşımıza çıkan Nicolas Cage’in birçok hareketli sahnede bizzat direksiyon başına geçerek başrolü üstlendiği filmin oyuncu kadrosunda, Girl Inturrepted’la Altın Küre ve Oscar kazanarak çıkış yapan ama ülkemizde henüz yalnızca Kemik Koleksiyoncusu’ndaki kadın polis rolüyle beyazperdede görebildiğimiz Angelina Jolie’nin yanısıra, Kip rolünde yetenekli genç Giovanni Ribisi ve Calitri rolünde İngiliz sineması çıkışlı Christopher Eccleston dikkat çekerken, Atley rolünde Will Patton, Otto rolünde Robert Duvall ve Casttlebeck rolünde Delroy Lindo gibi ustalar yer alıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder