6 Ağustos 2015 Perşembe

Singles (Bekarlar)


Bekarlık sultanlık mı?

 

 

“Bana Sevdiğini Söyle” adlı ilk filmiyle hayran olduğumuz yönetmen Cameron Crowe, yıllardır üzerinde çalıştığı ikinci yapıtı “Bekarlar”da, yine aynı yaklaşımı gösteriyor: Bir grup genç insanı, hayatlarının bir noktasından alıyor, sonra finalde, bir başka noktasında bırakıyor...

 

Mekan, son zamanlarda “bohem hayatının merkezi” sayılan Seattle şehri. Ana karakterler, yirmili yaşlarını süren ve çoğu aynı binada oturan bekarlar: Şehir trafiğine çözüm bulabilecek bir “Süper Tren” projesi hazırlayan Steve; şehrin çevre komisyonunda çalışan Linda; bir kafede garsonluk yapan Janet; yaşama biçimi ve müzikleriyle yeni moda akımlardan “grunge”ın bir temsilcisi olan “Citizen Dick” topluluğunun şarkıcısı Cliff.

 
 
 

Hemen hemen hepsi “Kırık Kalpler Derneği”ne üye olan ana karakterlerin öyküleri, iyi çizilmiş yan karakterlerle de zenginleşiyor, ve ortaya, “canlı” insan manzaraları çıkıyor: Rastlantılar, aksilikler, kazalar, hayaller, hüsranlar, arayışlar, küçük ya da büyük sevinçler ya da üzüntüler, çekişmeler, destekler, kabalıklar ya da incelikler, beceriksizlikler, cesaretler, fedakarlıklar, ayrılıklar, dostluklar, gelgitler, beklentiler, aşklar, aşklar...

 

Müzik konusunda yazılar, kitaplar, bir roman ve senaryolarla, yüklü bir yazarlık birikimine sahip olan, gazetecilik kökenli yönetmen Cameron Crowe’un, ara başlıklar ve “röportaj” kesitleriyle ilerlettiği öyküsü, müthiş bir gözlem gücü, hınzır bir mizah anlayışı ve keskin bir duyarlılık taşıyor.

 
 

Yalın, ama kıpır kıpır bir anlatım tutturan, her an bir zıpırlık yapabilen Crowe, “hayatın içinden” küçük “an”ları etkileyici biçimde yakalayan içtenlikli “tablo”lar sunuyor. Sağlam karakter tasvirleri, ince ayrıntılar, gündelik bir dil içinde zeka pırıltıları saçan diyaloglar ve ahkam kesmekten kaçınan hassas bir bakış, genellikle “lise filmlerinin en iyisi” olarak kabul gören “Bana Sevdiğini Söyle”nin övgüler alan “nesnel”liğini, “Bekarlar”a da getiriyor.

 

Kuşkusuz, “tarafsızlık” anlamında değil; başta yakından bildiği gençlik kesimi olmak üzere, insana ve hayata bakarken gösterilen dikkat anlamında bir “nesnellik”; yoksa, “bekar” ya da “evli” olmaktan ziyade, kişinin mutluluğu bulduğu yerde “kendisi” olarak seçimini yapmasından ve yaşama sevincini elden bırakmamasından yana, ahlaki açıdan “taraflı” bir yönetmen Crowe...

 
 

“Siyam Balığı”nın yıldızı Matt Dillon, “Genç Bekar Bayan Aranıyor”la tanınan Bridget Fonda, “Çölde Çay” ve “Genç Ölmek”in başarılı oyunucusu Camphell Scott, “Doğumgünü Dört Temmuz”dan hatırlanan Kyra Sedgewick gibi, filmin künyesinde adları yer alan ve hepsi de büyük bir başarı sergileyerek yönetmene destek olan genç ve güçlü oyuncuların yanısıra, “Batman” filmlerinin dahi yönetmeni Tim Burton ve güçlü oyuncu Tom Skerritt de küçük rollerde görünüyorlar.

 

“Bekarlar”da, Crowe’un ilgi alanı içinde özel bir yer tutan müzik de, “Citizen Dick” üyelerini canlandıran Pearl Jam dışında, Soundgarden, Alice in Chains, R.E.M. gibi toplulukların şarkılarıyla, önemli bir yer tutuyor filmde.

 


1990’ların gençliğinden güncel yansımalar taşıyan “Bekarlar”, taa Amerika’dan gelse bile, hepimizin “kendimizden ve çevremizden birşeyler” bulabileceği, keyif verici bir “minör sinema” örneği, hüznü de neşeyi de coşkuyla sergilemeyi beceren “olgun ve genç” bir film...

 

 

Singles (Bekarlar)

Y: Cameron Crowe, S: Cameron Crowe, G: Tak Fujimoto, Ueli Steiger, YT: Stephen Lineweaver, SY: Mark Haack, K: Richard Chew, M: Paul Westerberg, O: Campbell Scott, Kyra Sedgewick, Bridget Fonda, Matt Dillon, Sheila Kelley, Jim True-Frost, Matt Dillon, Bill Pullman, James LeGros, Ally Walker, Eric Stoltz, Jeremy Piven, Tom Skerritt. 1992.

Hiç yorum yok: