5 Ağustos 2015 Çarşamba

Camille Claudel (Bir Kadın)


Erkekler dünyasında hem kadın hem sanatçı

        

 

Camille Claudel, 1864’te ‘yalnızca bir kız’ olarak başlayan yaşamı, kendisini adadığı heykel sanatıyla biçimlenen bir kadın.

 

1884’te ‘canlı gibi duran’ heykellerini çok beğenen, dönemin en büyük heykeltıraşlarından, ‘Düşünen Adam’ın yaratıcısı Auguste Rodin’in atölyesinde çalışmaya başlayan, ama 1913’te annesi tarafından akıl hastanesine kapatılan bir kadın.

 
 
 

1943’teki ölümüne kadar, ‘hırslı ve çocuksu genç kızdan, tutkulu sevgiliye, kendinden emin sanatçıdan, aşk ve anlaşılamamak yorgunu çılgın bir kadına’ uzanan bir yaşam: Camille Claudel.

 

Yeteneğini ‘erkek gibi’ sıfatıyla değerlendiren bir dünyada, bir sanatçı ve aynı zamanda bütün gücü, hırsı ve başarısıyla bir kadın olduğunu kanıtlamak için çabalamış Claudel…

 
 
 
 

Yaşamındaki erkekler. Önce ‘anarşist’, sonra ‘katolik’ kardeşi, şair ve diplomat Paul. Sevgilisi, büyük müzisyen Debussy. Yeteneğini bir sergiyle yeryüzüne çıkartan Bolt. ‘İnsanlar dehalardan korkar, sanatın öyle müthiş ki, anlayamıyorlar’ diyen Bolt. Bir de babası. Onu sürekli aşağılamaya çalışan annesine karşı, ‘Camille küstah değil, yalnızca elde ettiklerini yeterli bulmuyor ve sabırsızlığı hırçınlaştırıyor onu, bir de uzlaşmaya yanaşmaması’ diyen babası.
 
 

 
 

Ve tabii Rodin. ‘İkimiz de isyankarız, aynı çamurdan yaratılmışız’ diyen Rodin. Claudel’in ilhamından ve hatta yaratılarından yararlanan, ondan düşüncelerini ve sevgisini alıp, ‘içindeki boşluğu’ veren Rodin. Claudel’in tersine ‘uzlaşmaya hazır’ olduğu için, günü geldiğinde ona en büyük darbeyi vuran Rodin…

 
 
 

Camille Claudel. Arzularını, heyecanlarını, kırıklıklarını, tüm duygularını, kısaca kendisini çamura, mermere, heykellere aktaran Claudel…

 

‘Tepkim de, sevgim de onunki gibi sınırsızdır, inatçılığı, azmi ve sadakatine benzer duygular taşıyorum’ diyerek Claudel’i perdede yaşatan Isabel Adjani. Bu rolüyle, geçen yıl Fransa’nın en iyi oyuncusu olarak Cesar’la ödüllendirilen Adjani.

 

Rodin’i ustalıkla canlandıran Gerard Depardieu. Adjani’nin ‘çok yönlü bir oyuncu’ diye tanımladığı Depardieu.

 
 
 

Bruno Nuytten. Uzun bir görüntü yönetmenliği kariyerinden sonra, bu filmle yönetmenliğe geçen ve Berlin’de kazandığı ödülü fazlasıyla hak eden Nuytten.

 

Mermerin beyazlığı ve çevrenin karanlığı arasındaki çelişkiyi tutarlılıkla kuran, Claudel’in yaşayan heykellerini, bir kez de perdede yaşatan Nuytten.

 
 
 

Rodin’e modellik yaptığında ya da çamurla ‘seviştiğinde’, Claudel’in dünyasının estetiğini yakalayan Nuytten.

 

Ve Camille Claudel, Bir Kadın. ‘Işığın altındaki gizemi’ çözmeye çalışan film.

 

Güzelliğin filmi!

 

 


Camille Claudel (Bir Kadın)
Y: Bruno Nuytten, S: Reine-Marie Paris’nin kitabından Bruno Nuytten, Marilyn Goldin, Misa Terami, G: Pierre Lhomme, YT: Bernard Vezat, M: Gabriel Yared, K: Joelle Hache, Jeanne Kef, O: Isabelle Adjani, Gerard Depardieu, Laurent Grevill, Philippe Glevelot, Katrine Boorman, Maxime Leroux. 1988.
 

Hiç yorum yok: